Kimler Geldi Kimler Geçti
İnsanların, hayatlarını kazanıp geçimlerini sağlamak üzere para kazanmak zorunda olduklarını tabii ki biliyorum. Ama, saflığıma veya bönlüğüme verin, iki şeyin sektörleşmesini kabul etmekte zorlanıyorum: Birincisi sağlık, diğeri müzik.
Birincisi sektörleştikçe, insan hayatı (ki bana göre en yüksek değerdir) kelimenin gerçek anlamıyla paraya endekslenmiş oluyor. İkincisi sektörleştikçe de, müzik 'tüketilen bir meta'ya dönüşüyor. Yani bu sefer de insan ruhunun gıdası, piyasa kurallarının insafına kalıp bayağılaşıyor, çirkinleşiyor.
Ajda Pekkan benim için çok önemli ve değerlidir.
Türkiye uzun zamandır 'demokratikleşiyoruz' diyerek, köylülüğünü kentlere taşıdı durdu. Oysa 'kentleşme' dedikleri, kırsal yaşamın kurallarına göre yaşamaya şartlanmış çok sayıda insanın, nüfusça daha yoğun ve aslında daha sofistike ve ince değer yargıları gerektiren kentlere taşınması değildir.
Kentleşme, gelişme demektir. Kentleşme, kırsal yörelere ait değer yargılarının kentsel değer yargılarına seri ve tutarlı şekilde dönüşmesidir.
Eğer Türkiye gibi gelişme sancıları içindeki bir toplumda, kadın olarak onurunuzu korumak ve kendinizi geliştirmek kaygısını güdüyorsanız, sağlıklı kentleşme -yani kentli değer yargılarının ve kuralların işlerlik kazanması- sizin için yaşamsal önemde demektir.
Bunların Ajda Pekkan'la ne ilgisi mi var?
Ajda Pekkan (kendisi bilse de bilmese de) uzun yıllar Türkiye'deki kentli kadınların rol modeli oldu. Çarpık ve tepkisel, yani çiğ bir feminizm değil, gücünü kadın olmanın gururundan alan bir tutum sergiledi.
Kadınlar ona imrendi, erkekler önünde saygıyla ve hayranlıkla eğildi..
Devrinin meşhur olmuş Batılı şarkılarına Türkçe söz yazılarak yapılan 'aranjmanlar' söyledi çoğu kere. Kabul etmek gerek: ÇOK İYİ BİR YORUMCU oldu hep.
diyebilmek bir kadın için ne anlama gelir, bir düşünün.. Değil mi ki kadınların hepsi sevilmek ister, o kadar ki bunu duymak ve hissetmek için nice yalanlara ve iltifatlara kanarlar, nice ihaneti ve hakareti sineye çekerler.. Yalan söylediğini bildiğiniz bir erkeğe "Beni sevsen bile kim olduğunu bilmek istemiyorum, çünkü herşeyin yalan.." diyebilmek büyük bir cesaret ve özsaygı ifadesi değil midir?
'Palavra.. Palavra..' şarkısı mesela.. (Şarkının aslı, önce Mina ve Alberto Luppo'nun sonrasında Dalida'nın Alain Delon'la düet yaptığı enfes bir çalışmadır ve benim için modası asla geçmeyecek.) Kadın gururunun ne kadar yüceltildiğini hissetmiyor musunuz o şarkıda?
Sol Raye'nin seslendirdiği Tony Hatch'in o muhteşem şarkısı If We were Free şarkısına yazdığı o muhteşem sözler için Fikret Şeneş'e bir dinleyici olarak teşekkür ediyor, ve yazımı Ajda Pekkan'ın yorumuyla devleştiği o şarkının sözleriyle bitirmek istiyorum.
İLGİLENEN ARKADAŞLAR İÇİN EK:
Ayşe Ajda Pekkan, 12 Şubat 1946'da İstanbul'da doğdu. Babası Rıdvan Pekkan deniz binbaşısı, annesi Nevin Dobruca ev hanımıydı. Babasının görevi dolayısıyla çocukluğu Gölcük'te, Amerikan askerlerinin ailelerinin arasında geçti. Modern bir ortamda ancak ailevi sorunlar arasında geçirilen çocukluktu onunki.
1962 yılında gece kulüplerinde şarkı söylemeye başladığında Çamlıca Kız Lisesi öğrencisiydi. 1963 yılında Ses dergisinin kapak yıldızı dalında birinci oldu. (O yarışmanın erkekler birincisi Ediz Hun, kadınlar dalında ikincisi Hülya Koçyiğit)
Avrupai görünümü ve cüretkar tavırlarıyla Yeşilçam'ın gözde sanatçılarından biri oldu ve ilk filmini 1963'te çevirdi. Dört yılda toplam 47 film çevirip, oyunculuk kariyerini 1967'de noktaladı ve şarkıcılığa başladı.
Aslında ilk plağını Fecri Ebcioğlu'nun destek ve teşvikiyle 1965'te çıkarmıştı.
Sonrasında yurtdışı müzik festivalleri ve birbiri ardına gelen başarılı plaklarla onu şöhretin zirvesine taşıdı. 1970'lerin başında zaten star'dı, 1970'lerin sonuna doğru ise SUPERSTAR olmuştu.
1975 yılında Paris'in ünlü Olympia müzikholünde, pek çok şarkısının Türkçe versiyonlarını seslendirdiği Enrico Macias'la seri konserler verdi. Olympia'da sahneye çıkan ilk Türk sanatçısı oldu.
Fransızca ve Almanca söylediği şarkılar Avrupa'da satışa çıktı. Fransızca albüm bile yaptı.
1980'lerin ikinci yarısından itibaren giderek yaygınlaşan arabesk, bir anlamda Ajda Pekkan'ın müzik kariyerinin de inişe geçmesine neden oldu.
Çarpık kentleşme ile müzik dünyamızdaki bozulmanın alakası böyle oluyor işte!
Ajda Pekkan'ın kariyeri de, bu değişim hakkında bize fikir veren bir endikatör oluyor işte.
|
|
Tweets by Eskinin_Adami |