Europe - Final Countdown (1986)
Ortalıkta genel bir karamsarlık havası hakim. Kimi köşe yazarları ciddi ciddi "uzaklardaki bir ülkeye gidip yerleşmek istediklerinden" falan bahsediyor.
Benim en son hatırladığım, 2001 krizi Türkiye'yi vurduğunda da çokça insan buraları bırakıp gitmeyi düşünmeye başlamıştı. Hatırlıyorum, o zamanlar televizyonlardaki söyleşi programları ve forumlarda bile "Hangi ülkeye hangi şartlarda göç edilir?" konusu ciddi ciddi tartışılmıştı.
Epey zaman once yazdığım bir yazıda "Bulunduğunuz yer sıkar bazen. Alıp başınızı gitmek istersiniz. Kendinizi daha iyi hissedebileceğiniz bir yerlere kaçıvermek... Oysa kaçıp gitmek riskli ve zor bir iştir. Yolda Hotel California gibi bir kapana kısılmasanız bile, belki de gittiğiniz yerde farkedeceksiniz ki sıkıldığınız kendi ruhunuzmuş meğer" diye yazmıştım.
Geçenlerde bu konuyla dalga geçen bir karikatür bile gördüm. Karikatür şöyleydi: İlerki yüzyılların birinde, bizim Türklerden biri Mars'a gitmiş, gurbetçi olarak. Üç boyutlu hologram iletişimiyle dünyadaki hemşehrisiyle konuşuyor.
"Sen ne güzel kapağı Mars'a attın kurtuldun işte.." diyor dünyadaki Türk. Beriki cevap veriyor: "Öyle deme oğlum, memleket hasreti var.. Buralar da aynı bok zaten… Başka bir galaksiye geçeceğim yakında.."
Bu karikatür bana İsveç'li hard-rock grubu Europe'un 1986'da yaptığı Final Countdown parçasını anımsattı.
Şarkının girişi o kadar güçlü ve ritmi o kadar etkileyicidir ki, bu parça daha sonraları pek çok filmde, reklamda, belgeselde ve show'da kullanıldı. Halen de kullanılıyor.
Başka bir gezegene gitmek üzere dünyayı terkeden bir grup insandan bahsedilir o şarkıda. Bu insanların kim oldukları ve dünyayı niçin terkettikleri şarkıda anlatılmaz.
Uzay gemisindekilerin "Venüs'e doğru ilerlemekte olduklarından" bahsedilir. Eğer durum buysa söz konusu uzay gemisi yanlış istikamete yol alıyor demektir. Ama bunu kafiye olsun diye yaptıklarını unutmayalım:
'Cause may be they've seen us and welcome us all, yeah..
Bildiğimiz, inandığımız, kendimizi ait hissettiğimiz şeylerin giderek dağılmakta ve çökmekte olduğunu gördükçe bunun 'son gerisayım' olduğunu düşünmektesiniz belki de… Şurası kesin ki, gidecek bu kadar çok ışıkyılı mesafe ve oralarda bulacak çok şey olsa da, hepimiz bu dünyayı çok özleyeceğiz. Şansımız varsa belki dünyamıza geri dönüşün bir yolu bulunur. Ama geri dönersek bulacağımız dünya nasıl bir dünya olacaktır acaba?
|
|
Tweets by Eskinin_Adami |