Emel Sayın - Böyle Kutlanırmış Hep Ayrılıklar (1987)

Müzik bittiğinde dansın sonu gelmiş demektir. Artık partnerinizi nazikçe selamlayıp yolunuza gitme vaktidir. Madem ki "Ayrılık sevdaya dahil"dir, jeneriği gördüğünüzde filmin bittiğini anlamanız lazım.

Manitayı bırakma zamanını doğru tayin edemezseniz kendinizi maskara ettiğinizle kalırsınız. Müzik durduğu halde hala tepinmeye devam eden bir maymuna dönersiniz.
Masamda oturmuş çalışırken bir yandan da Emel Sayın'ın 1987 tarihli Sevgisiz Yaşayamam albümünü dinliyordum.

O albümde en çok Kız Sen İstanbul'un Neresindensin? şarkısını severim.

Hele

  Gülüşün sahte mi, yoksa candan mı?
  Bağlarbaşı'ndaki tozlu yoldan mı?
  Erenköy, Kadıköy, Üsküdar'dan mı?
  Kız sen İstanbul'un neresindensin?

    bölümünde erir biterim.

Bu şarkı meşhur olduğu sıralarda Erenköy'de oturan çok özel birine fena halde yangındım çünkü.

Tam o sırada Böyle Kutlanırmış Hep Ayrılıklar şarkısı çalmaya başladı. Emel Sayın sağ gösterip sol vurmuştu. Ellerinden öperim onun!

Bana da bu yazıyı yazmak düştü. Kısmet...

Müzik bittiğinde dansın sonu gelmiş demektir. Artık partnerinizi nazikçe selamlayıp yolunuza gitme vaktidir. Madem ki "Ayrılık sevdaya dahil"dir, jeneriği gördüğünüzde filmin bittiğini anlamanız lazım.

Manitayı bırakma zamanını doğru tayin edemezseniz kendinizi maskara ettiğinizle kalırsınız. Müzik durduğu halde hala tepinmeye devam eden bir maymuna dönersiniz. Bu maymunların en kıllı ve orangutan cinsinden olanları "Ya benimsin, ya kara toprağın.. Seni başkasına yar etmem ulaan!.." triplerine girer ve genellikle gazetelerin üçüncü sayfalarına haber olurlar.

Milletin ortasında kadın tokatlayıp "Biz bitti demeden hiçbir şey bitmez" diyen bir cins daha vardır ki -belki inanmayacaksınız ama- onların DNAsı da kategorik olarak 'insan DNAsı' sayılıyor. Daha garibini söyleyeyim de antropoloji bilimi iyice kıç üstü otursun: Bu cinslere bayılan bol miktarda kadın da mevcut bu ülkede! (Kadın, yani dişi insan.. Yaa, ne kadar enteresan değil mi?)

Sezar'ın hakkını Sezar'a vermek lazımsa; dikenleri deveye, kıllı maymunları da onları seven kadınlara verelim. Böylece herkes doğal habitatına kavuşur, biz de hayırlı bir iş yapmış olmanın huzuruyla evimize döneriz.

Beyler ciddi olalım, konudan sapmayalım. Bir 'centilmen' nasıl davranmalı, ben size onu anlatıyorum. Centilmen olmayanlarla işimiz yok!

Anlaşıldı, manitayı bırakma zamanı geldiyse uzatmadan ikileyeceğiz.

Peki bu zamanın geldiğini nasıl anlayacağız?
(Aferin, çok güzel soru sordun arkadaşım. Böyle dikkatli ve akıllı okurlara bayılıyorum.)

Bu konuda üstatların farklı teorileri olmakla birlikte, benim size önereceğim kriter çok basit:

"Seni seviyorum" dediğinizde manitada olumlu bir değişiklik gözlemleyemiyorsanız, ilişkinizin son kullanma tarihi geçmiş demektir.

Başka bir deyişle müzik durmuştur.
Siz hala dans ettiğinizi mi sanıyorsunuz?

Partneriniz 'kendisini dansa kaldıracak' başka biri var mı diye etrafa bakınmaktadır.
(Buna BANU ALKAN pozisyonu diyebiliriz)

Yani biraz daha beklerseniz terkedilen siz olacaksınız.

(Eşekten düşmüş karpuz sendromu. Hiç tavsiye etmem!)

BÖYLE KUTLANIRMIŞ HEP AYRILIKLAR

  Islandı gözlerin boşuna gülme
  En zor anlarıdır hayatın bunlar
  Birazdan boşalacak yaşları silme
  Böyle kutlanırmış hep ayrılıklar

  Getirip geri ver mektuplarımı
  Yeminler et, anmam diye adını
  Titreyiş sarsın gül dudaklarını
  Böyle kutlanırmış hep ayrılıklar

  Eski bir dost gibi sarıl boynuma
  Bir veda busesi koy yanağıma
  Elveda dersin son kez kulağıma
  Böyle kutlanırmış hep ayrılıklar

Söz: Aşkın Tuna    
Müzik: Hüsnü Üstün    

Bir ilişkiden nasıl ve neden çıktığınız, bir sonraki ilişkinize yaklaşımınızı belirler. Genellikle bir önceki ilişkideki hayalkırıklıklarımızı ve hınçlarımızı bir sonrakine taşırız. Bu da, takdir edersiniz ki, sağlıklı ve olumlu bir durum değildir.

Hayata sağlıklı ve olumlu bir bakış açısıyla devam edebilmek için, biten ilişkinize 'haysiyetli' bir cenaze töreni düzenlemelisiniz. Partnerinizin ve ilişkinizin onurunu koruyacak bir ayrılık yani.

(Cenaze törenlerinin önemi de buradan gelir zaten. Ölüye karşı son vazifemizi layıkıyla yapmak, aslında hayatı onurlandırmaktır. Bu konunun felsefi açılımları derindir, hiç dalmayalım şimdi. Çıkamayız sonra..)

Peki 'uygun' bir ayrılık nasıl olmalı?

Vay canına, bu sorunun cevabını burada bulmayı gerçekten ummuyorsunuz değil mi? Bu sorunun cevabını hiç kimse size bedavaya vermez! Hele INTERNET'te karşınıza çıkan bir köşe yazısı hiç vermez!


Müzik ve Nostalji yazıları için TIK'layın

'Eskinin Adamıyla Nostaljinin Sesi' radyo programına SESLİ mesajla katılmak için TIK'layın!
"Eskinin Adamıyla Nostaljinin Sesi" radyo programına SESLİ mesajla katılmak için TIK'layın!


Müzik Zevkinizi Kendiniz mi Belirliyorsunuz?


Rock Müzik Dinleyicisinin "Kimse Bilmiyor" Sevinci


Sokak Çocuğu Ali ve 'Aşkımı Süpürmüşler' Şarkısı


Sosyal Medyada Paylaşılan Matematik Sorularının Arkasında Ne Yatıyor?

Çocukluğumuzun Kahramanları II - Baltalı ilah ZAGOR
Baltalı ilah ZAGOR

Bodrum Günlükleri